25 Eylül 2009 Cuma

Kriz bitti mi? Dow-Altın oranı bitmedi diyor!

Kaynak: Minyanville

Bugünlerde kriz bitti demek moda. Yukarıdaki grafikte özetlenen DOW-GOLD RATIO kriz bitmedi diyor! Analiz şurada.

...FLASYON check list

Kaynak: Mish's

Yukarıdaki grafik, enflasyon mu deflasyon mu? tartışmalarına ilişkin aşağıdaki bir alttaki yazıda bahsettiğim linkte yer almasına rağmen, önemine binaen ayrıca belirteyim dedim. Güzel bi özet değil mi? Bütün potansiyel iktisadi hastalıkların semptomları bir tabloda toplanmış. Bu tabloya bakarak mevcut ve potansiyel iktisadi hastalıkların teşhisi konulabilir.

Bu vesileyle ben yine STAG-flasyon konusunu hatırlatmak isterim. Şu an itibarıyla DEF-lasyonun bütün göstergeleri mevcut görünüyor. Ancak tablodan da görüldüğü üzere, şu an DEF'den sonra en çok semptomu bulunan hastalık STAG!

EN-flasyon için 11 gösterge ters iken HIPER-enflasyon için 5 gösterge ters. Buna karşılık STAG-flasyon için sadece 4 gösterge ters durumda ve bunların da zaman içinde değişmesi sözkonusu.

* Örneğin ABD DIBS'lerinin getirisi (STAG göstergelerinden 1. uyumsuzluk) - şimdilik-düşük olmamakla birlikte, önümüzdeki dönemde düşmesi kaçınılmaz görünüyor.

* Keza emtia fiyatları (2.) ve tüketici fiyatları (3.) da şimdilik düşük olsa da yakın zamanda onların da (maliyet temelli olarak) artması şaşırtıcı olmayacaktır,

* Geriye sadece doların yükselmesi kalıyor (4.). Onun da korku filmlerindeki kötü adamın ölmeden önceki son hareketi gibi, yıkılmadan önce son kez doğrulup son bir pisliğini yapmasını zaten bekliyoruz!

Bu saydıklarm dışında mevcut yedi gösterge ise STAG-flasyonu destekliyor! HIPER-enflasyonu destekleyen gösterge ise sadece dört.

Özetle, Enflasyon mu deflasyon mu? tartışmaları arasında, önümüzdeki döneme ilişkin beklentimizin hala STAG-flasyon olduğunu bi kez daha vurgulamak isterim.







Enflasyon mu Deflasyon mu?

Kaynak: Mish's

Gidişatın enflasyon mu deflasyon mu olduğuna ilişkin kaliteli bi tartışmanın detayları için şuradaki blog sayfasına bakılabilir.


Bahsettiğim blogdan aldığım yukarıdaki grafikte son duruma ilişkin yorum size de korkutucu gelmedi mi? çizginin o kadar dik bir şekilde yükselmesinin dramatik sonuçlar doğurmadan hizaya gelmesi mümkün olabilir mi?




Skidelsky'nin Keynes kitabı hakkında P Krugman'ın değerlendirmesi

Mevcut krizi anlamakta zorlanan kolaycı klasiklerin üzerinde yeniden çalışması gereken Keynes hakkında güzel bir kitap yayınlandı geçenlerde. "Keynes: The Return of the Master" Yazarı, daha önce Keynes'in ayrıntılı biyografisini yayımlamış olan Robert Skidelsky.

Skidelsky'i bu yıl Haziran ayında Türkiye'ye gelmişti ve onun bir konferansını dinledikten sonra daha yakından takip etmeye karar vermiştim. Bu blogda Skildesky adına birkaç kez yer verilmiştir. İlki şurada.

Neyse, Skildelky'nin yeni çıkan kitabı hakkında P. Krugman Guardian'a bir değerlendirme yazmış. Krizi hakim medyadaki televole iktisatçılarının tekrarladıklarından farklı şekilde algılama ihtiyacı hissedenlere naçizane tavsiye olunur. Tabi ki yıkama-yağlama yazısı değil,
zaten P. Krugman da öylesini beceremez sanırım!

Bu vesileyle şunu da ekleyeyim: Bretton Woods (BW) görüşmeleri sırasında Keynes tek para fikrini önermiş, hatta adını da "Bancor" olarak koymuştu. Ama o sırada ABD'nin sesi daha gür çıktı ve dolara bağlı sistem kurularak bugünkü krize kadar gelindi. Keynes ise o günlerde bahsettiği sistemin idealliğine ve kalıcılığına (ve aklın yolu birdir atasözüne) rağmen BW görüşmelerinde katılımcıları ikna edememesi ve hatta gördüğü hakaretler nedeniyle, rivayete göre BW görüşmelerinde çektiği sıkıntıların ardından vefat etti. "Teyzemin şeyi olsa ..." muhabbeti bu saatten sonra işe yaramaz ama 1944'de Keynes'in dünya ekonomsi için ne anlatmaya çalıştığı basit kişisel (ülkesel!) menfaatlere kurban edilmeden iyi değerlendirilseydi, bugün dünya üzerindeki her şey çok, çok, çok farklı olabilirdi.


Bugün hepimiz, o günlerde Keynes'i aşağılayanların galip gelmesinin kefaretini ödüyoruz, malesef. Skildesky'nin son kitabı o açıdan da önemli bence. Gecikmeli bir iade-i itibar!

-----------------------------
Bu arada yine P. Krugman'ın NY Times'da çıkan meali "Makroiktisadın Karanlık Çağı" başlıklı yazısını ve karanlık çağ benzetmesini de buvesileyle tavsiye ederim. Krugman'ın Ocak 2009'da yayımlanmış bu yazısını farketmemi sağlayan yazı ise şurada.

"Makroiktisadın karanlık çağı" Aynen Avrupa'nın Ortaçağı gibi, İktisadın Ortaçağını yaşamak da bizim kaderimize yazılmış!

24 Eylül 2009 Perşembe

R Shiller: "İktisatçılar "balon" çalışmalı, modellerini yenilemeli"

Medyaya hakim iktisatçıların çuvallamasına neden olan son kriz sayesinde iktisadın -başta "rasyonel insan" olmak üzere - geçrsiz varsayımları tartışmaya açıldı. Hiç olmazsa bundan sonraki iktisat 101 öğrencileri yanlış bilgilerle beyinerinin doldurulmasından kurtulabilir.

Konuya farklı yaklşlaşanlardan R Shiller, G Akerlof'la birlikte yazıdığı "animal spirits (hayvani güdüler) başlıklı kitanından sonra, Taipei Times'de yayımlanan makalesinde de sürü psikolojisindeki meslektaşlarını abartılmış genel denge (görünmeyen el) hikayeleri ve gerçek hayatla alakası olmayan rasyonel insan varsayımlarını artık bırakıp, hizaya gelmelerini hatırlatıyor. Tuttum!

Krizin faydası olarak bunu not etmeli!



GANN gününüz kutlu olsun!

Sonbahar ekinoksunun başlangıcı olan 22 Eylül tarihi "Gann günü"ymüş. Barron's'daki makaleye göre bu coğrafi tarih, finans piyasaları için de önemliymiş meğer. Herkese kutlu olsun!

Eski bir teknik analist W. D. Gann tarafından tespit edildiği aktarılan ve Paul Macrae Montgomery tarafından gündeme getirilen teoriye göre, tarihi veriler incelendiğinde, borsalarda, kıymetli maden piyasalarında ve döviz kurlarında en büyük dönüşler (tarihi zirveler ve dipler) hep bu tarih civarında oluyormuş. Verilen örnekler ikna edici. bazıları öyle:

- 1978, 1979, 1987, 1989 çöküşleri hep bu tarih civarında olmuş.

- 1987 Asya kriz ve LTCM'in batışı,

- Altının tarihi zirvesini görmesi 22 Eylül 1980'de olmuş. Bir çok petrol şirketinin hissesi de tarihi zirvesini bu tarihte görmüş,

- Büyük Buhran öncesinde NY Borsasında Utility Index en yüksek seviyesini 22 Eylül 1929'da görmüş,

- 1873'de panik NY borsasının geçici olarak kapatılmasına neden olmuş,

Döviz kurları da tarihi dip ve zirvelerini bu tarih civarında yapmış. Mesela;

- İngiliz Sterlininin altın standardıyla olan bağı 21 eylül 1931'de koparılmış ve bu tarihte %28 değer kaybetmiş,

- Tam 54 sene sonra başka bir 21 Eylül günü Plaza Accord imzalanmış,

- İngiltere'nin Sterline yönelen spekülatif atak sonucu Avrupa Döviz kuru mekanizmasından çıkmaya zorlanması GANN gününden sadece bir kaç gün önce, 16 Eylül 1992'de olmuş.

- ABD hazine bonosu tahvil faizleri tarihi yüksek seviyelerini 1981 Eylülünün son günlerinde görmüş. O tarihlerde ABD DIBS'lerinin kısa vadelileri %17'yi, uzun vadelileri %15'leri görmüş ve o tarihler, tahvil piyasasında 2. Dünya Savaşından beri devam eden 35 yıllık ayı piyasasının sonu olmuş!

Bu etkiyi gündeme getiren yatırım danışmanı Paul Macrae Montgomery, sonbahar ekikoksu gibi, 21 Mart'a tekabül eden ilkbahar ekinoksunun (Vernal Equinox ) da piyasalar üzerinde etkisi olduğunu söylemiş.

Bu yıl sonbahar ekinoksu, yaklaşık altı aylık bir bahar döneminin ardından geldi. Başka bir ifadeyle, ilkbahar ekinoksu ile başlayan piyasalardaki bahar dönemi de sonbahar ekinoksu ile sona erebilir. önümüzdeki günlerde dramatik dalgalanmalara karşı dikkatli olmak lazım!







DGokce: "dolar hala önemli mi?"

Gokce'nin dünkü yazısında ananosu yapılan "tabi ki dolar hala önemli. alın işte rakamlarla kanıtı" konulu bugünkü yazısı, aynen beklediğim gibiydi. Oysa yeni bi şey öğreniriz, yeni bir bakış açısı yakalarız ümidi taşıyodum dünden beri.

Dünden anonsu yapılarak merak uyandırılan "doların krallığının devam edeceğine ilişkin rakamsal kanıtların" ana fikri şöyle bir cümleymş:


"Peki global döviz rezervlerinin ne kadarı dolar cinsinden?

IMF verilerine göre 2007 yılı sonunda resmi döviz rezervlerinin yüzde 64 kadarı dolar cinsinden tutulmakta. Bu sayı 1990'lı yıllarda yüzde 66 civarında idi. Az bir düşüş var, ama önemli boyutta sayılmaz."

Bu ifadenin doların geleceği açısından anlamı şu olabilir:


"Haziran-Ağustos aylarında hava sıcaklığı 25 derecenin üzerindeydi. Eylül
ayında da sıcaklık 20-22 derece civarında. Demek ki Kasım, Aralık, Ocak
aylarında da sıcaklık düşmeyecek."


Bu cümle ne kadar anlamlıysa, doların 1990'lardaki ya da 2007'ye kadarki kullanım oranına bakarak "dolara bişey olmaz abicim" sonucuna varmak için kullanılan yukarıdaki rakamlar da aynı derecede anlamlıdır. Zira 1990'lar ve 2000'lerin başı ABD iktisadi krallığının zirvede olduğu yıllardı. Hatta 2007 "zirve" idi ve kriz 2008'de patladı.

Rakamlarla belgelenerek kendi çapında kanıtlanan "dolara bişey olmaz abicim" kanaatinin tutarlıığı için aynı mantık silsilesini kullanan şöyle bir örnek de verilebilir:


"İngiltere 19 uncu yüzyılın ikinci yarısında üzerinde güneş bakmayan imparatorluk olarak dünyanın hakimi idi. Yirminci yüzyılın başında da dünyaya İngiltere'nin hakim konumu fazla değişmedi. Demek ki 20 nci yüzyılın sonunda ve 21 inci yüzyılda da İngiltere dünyanın hakimi olmaya devam edecek"

Aynı cümleyi Osmanlı, Roma İmparatorluğu, Cengiz Han... gibi bi çok mazdide kalmış dünya hakimi için tekrarlayabilirsiniz. Nasıl ki onların geçmişte, tarihin bir döneminde "kral" olmaları, dünyaya yön vermeleri ilelebet payidar kalmalarına yetmediyse, doların da hakimiyetinin tartışma konusu olmadığı döneme ilişkin rakamlara bakarak gelecekte de her şeyin aynen devam edeceğini iddia etmek, Cengiz Han ölmeyecek demek kadar anlamlıdır.

Ama anlaşılan o rakamlar fiilen bozulana kadar o nakaratları dinlemek zorunda kalacağız. Aynen resesyonun teknik tanmımının gecikmeli gelmesi nedeniyle bazılarının resesyonu kabulü gecikmeli olduğu gibi, doların krallığına iman edenlerin jetonları da ancak doların krallığı iyice bittikten sonra mümkün olacak. O vakte kadar imanları gereği doları kanının son damlasına kadar, hatta bazı Amerikalılardan bile fazla savunanlar olacaktır.

23 Eylül 2009 Çarşamba

Skidelsky: Teşvik paketleri işe yarar mı?

Keynesin "yaşayan mirasçısı" konumundaki Skidelsky, Korea Times'da yayınlanan röportajında, "bu kriz ortamında teşvikler çok mu lazımdı?" diye sormuş ve "çıktı açığı" kavramını sorgulamış.

Kriz çözüm konusunda hakim iktisat düşüncesini sorgulamak için iyi bi fırsat.

DGokce: "Dolara dayalı sistem kalkar mı?"

Uzun zamandır "dolara bi şey olmaz abicim" kıvamında yazı okumadıysanız tavsiye ederim.

Gokce bugünkü köşe yazısında -elbette- "dolara dayalı sistem kalkmaz" diyor. Yarın da rakamlarla bunu kanıtlayacakmış. Sabırsızlıkla bekliyorum!

Herhalde dünkü Vatan'da İran'ın petrolü euroyla satacağı ve Ahmedinejat'ın dolar rezervlerinin euroya çevrilmesi yönünde talimat verdiği konusunu işleyen "dolara kötü haber" başlıklı haberlerin üzerine bir de Ali Ağaoğlu'nun yine dünkü Vatan'daki köşe yasısında "Dolar kalesine vuran vurana" diye yazması refleksif tepki verme ihtiyacı yarattı anlaşılan!




18 Eylül 2009 Cuma

"Tek Para efsanesi üzerine..."

BM'nin doların yerine uluslarüstü rezerv para birimi lazım diyen 7 Eylül 09 tarihli raoporu birini çok kızdırmış, "About That Myth Of A Global Currency" diye bildik şeyleri yazmış.

Tamam, dolar şimdiye kadar kraldı ama krallar da ölür!

Bir kişinin dün sağ ve sağlıklı olması, yarın hastalanmayacağının, ya da trafik kazasında ölmeyeceğinin garantisi olabilir mi?

Doların geleceği için bir senaryo

Bir blog sayfasında rastladığım senaryo entersanm geldi, ilgili kısmını aşağıya aldım. Yazı şurada:

US Dollar Long Term Chart and a Scenario for Dollar Devaluation

People have asked, "How can the dollar be devalued? After all, there is no fixed standard."

Well, the dollar can decline considerably in purchasing power of real goods, as it has been doing for many years. However, the dollar can be devalued against its only true measure as a fiat currency: itself.

A formal devaluation of the dollar would be the discontinuance and reissue of the US dollar as a 'new dollar' with some preset exchange rate.

A likely figure would be 100:1, that is, 100 old dollars for 1 new dollar, possibly to be called 'the amero' as some have suggested or simply the 'dollar' as the US dollars currently in use will be withdrawn from circulation. If this does not provide sufficient relief it might have to be repeated.

This is what happened to the Russian rouble on January 1, 1998 after a debt default. Since it is unlikely that the US default will be preceded by a hyperinflation and protracted period of instability, we think the 1000:1 ratio of reissuance used by Russia might be too severe for the dollar, most especially because of its position as the reserve currency.

However, if the new dollar is to be at least partially backed by gold at the insistence of its international trading partners, then 1000:1 seems to 'work' more effectively given the US gold reserves and projected new money supply. This might be accomplished in phases, or with a dual currency regime.

It should also be noted that devaluation alone does not fix economic problems. It is a form of debt default, more severe than mere inflation. After its reissuance in 1998, for example, the new Russian rouble quickly lost approximately 70% of its value against the dollar because the devaluation had not been accompanied by significant economic reform. It has since recovered through painful adjustment.

You should not believe that this scenario is possible for the US dollar, yet. After all, if it was generally accepted and believed that it would happen, a severe value decline would already be underway.

Fiat currencies traffic in confidence. This things tend to play out over months and years, not days, unless there is a precipitating event usually caused by exterior events. Even though there had been a Russian debt default in the 1990's, the rouble had been troubled by serious inflation for many years before that.



Doların değerinin yüzde bire, hatta binde bire düşeceğini ben bile söylememiştim!

Too Big to Fail, Too Big to Manage, Too Big to Survive!

Too-big-to-fail (TBTF, batmak için fazla büyük. Ya da batışına izin verilemeyecek kadar önemli)ifadesinin kullanımından çok artış var son zamanlarda.

Ancak Türkçemizde mızrak çuvala sığmaz deyimi de vardır. Bilakis, mızrağın büyümesi çuvala sığmasını daha da zorlaştırır! Buna rağmen iş o kadar abartıldı ki, TBTF'den daha yeni kavramlar da ortaya çıktı.

Mesela; too-big-to-manage (TBTM- Yönetilemeyecek kadar büyük ya da yönetebilmek için fazla büyük) kavramı. Malum geçen yıl Lehman'ın ardından hemen hemen tüm Amerikan bankaları sarsılırken bazı büyük Amerikan bankaları birbirini satın aldı. Bu kapsamda BoA da Merrill Lynch'i bünyesine kattı. BoA kendisi yeterince büyük ve mali bakımdan "kötü"ydü, Merrill'i de alınca daha da büyük ve "daha da kötü" oldu.

  • (Bu arada aklıma, 2001 krizi sırasında Türkiye'de aynı gruba dahil iki bankanın birleşme talebinin, "iki kötü bir iyi etmez" denilerek reddedildiği geldi. Oysa o iki bankanın durumu geçen yıl ABD'de brleşerek "kurtulan" bankalardan çok daha iyi idi. O gün Türkiye'deki o birleşme olsaydı, belki de batan banka sayımız bir ekisk, TMSF'nin işi biraz daha az, "yukarılarda" servet bölüşümü biraz daha farklı olacaktı. Gel de zeitgeist'i küçümse!)
Geçenlerde bi yerde okumuştum ama not almamıştım. Boston'da biri, satın almak istediği bir gayrimenkulun, önceki sahibinin Merrill'den aldığı mortgage borcu nedeniyle bankaya geçtiğini öğrenmiş ve satın almak istediğini bildirmek için BoA'yı aramış. BoA kayıtlarımızda öyle bir gayrimenkul yok demiş. O gayrimenkul Merrill'den geçmesi gereken bi mülk, sen en iyisi Merrill'e bi sor demişler. Potansiyel alıcı Merrill'e gitmiş, onlar da kayıtlarında bulamamışlar, bizde yok, mal sahibine git demişler. Mal sahibi, keşke olsa, borcumu ödeyemeyince el koydular, bende değil demiş! Sonuç olarak koskoca gayrimekul sahipsiz kalmış ve satın almak isteyen de uğraşmaktan vazgeçmiş. Bu hikaye Yönetilebilmek için fazla büyük kavramının güzel bir örneği değil mi? Eğer zaten yeterince büyük olan bir kurum daha da büyürse ne olur? sorusunun cevabı "TBTM olur" bence.

Peki, TBTF iken büyümeye devam edip TBTM aşamasına gelen bir kurum, hala büyümeye devam ederse ne olur? O aşama için de too-big-to survive (TBTS- hayatta kalamayacak kadar büyük) kavramı var. Bunun mevcut örnekleri de Fannie, Freddie ve AIG bence (hadi şimdilik FED'i zikretmeyelim!). Zira bu kurumların batıkları o kadar büyük ki, dipsiz kuyu denebilir. FED nereye kadar bunları sırtında taşıyabilir ki? Sonunda bunların sonu gelmeyen para talepleriyle FED'i de aynı kuyuya çekmeye başladıkları farkedildiği noktada bu kurumların TBTS olduğu kabul edilecektir.

Özetlemek gerekirse, TBTF nihai durumu ifade etmez. Eğer TBTF durumunda küçültme tedbirleri alınmayıp büyümeye devam edilirse TBTF'nin sonraki aşamaları vardır: ilki TBTM. Bu aşamada artık yönetilemiyor olmasına rağmen büyümesine izin verilmeye devam edilirse nihai aşama olan TBTS aşamasına gelir ve o noktada tabiatın temel kuralı devreye gire.

Dün bi yerde okuduğum (sanırım Niall Ferguson'un sarfettiği) şu cümle güzeldi:

"Hayatta değişime ayak uyduranlar ayakta kalır, en büyükler değil!

Dinazorlar da çok büyüktü ama değişen koşullara uyum sağlayamdıklarıiçin yok oldular."


Gerçekten de büyük olmak ömür uzatmada tek başına pek işe yaramaz. Uyum yeteneği de gerekir. Hatta genelde fazal büyük olmak ömür kısaltıcıdır. Örneğin aşırı kilolu (obez) tiplerin çok uzun yaşadıkları görülmüş müdür? İnsanlar neden tabiattan ders almazlar?

O nedenle şu iddialı cümleyi rahatlıkla sarfedebilirim:

Bugün sadece "çok büyük" oldukları için bazı "finansal dinazorları" yaşatmaya çalışanlar (daha da önemlisi, bu irrasyonal yapıların çok daha fazla büyümesine izin verenler), tabiatın temel kuralına yenilmeye mahkumdur.



17 Eylül 2009 Perşembe

"Çin altın ve gümüş ihracatını yasaklayabilirmiş"

Tam da altının 1000 doları aştığı günlerde gelen haberlere bakar mısınız?

China may ban export of gold, silver

Aynı haberi ele alan Financial Times'da da konu, "Çin dünyanın geri kalanına: sana hiç altın yok diyor" şeklinde tercüme edilmiş!

GATA haberine göre, Kanadalı madencilerin altın rezervlerinin talebi karşılamaması nedeniyle rezerv yetersizliğinden yakınmalarının zamanlaması da manidar.

Hepsini birden ben; anlaşılan Altın bu sefer 1030'u rahat kıracak diye tercüme ediyorum.

"Ponzi Finans indikatör"


Bi kaç entry aşağıda videosunu verdiğim amcamın borç nedeniyle kaçınılmaz çöküş öngörüsüne devam niteliğindeki yeni teorisi de entersan. ABD'nin mevcut borşluluk durumunu Ponzi finans çerçevesinde değerlendirmiş yukarıdaki chart için"Ponzi finance indicator" kavramını kullanmış!




"GOLD IS NOW UNDERWRITTEN BY CHINA"

Başlıkta, Altının değeri Çin tarafından garanti edilmiş durumda diyor. Anlamı: düşecek diye boşuna beklemeyin arkasında Çin var demek istiyor!

Ne zamandır söylemeye çalıştığım şeyi "underwrite" gelimesiyle veciz bi şekilde ifade etmiş yazar. İmrenmemek elde değil!

Yazının başında

"altının faziletini (üstünlüğünü) gerçekten anlamış yegane devlet Çin diyor. O nedenle hem kendisi altın alıyor, hem de vatandalarını altın ve gümüş almları yönünde teşvik ediyor"

diyor, sonunu da Voltaire'in bir sözüyle bitiryor:

“Paper money eventually returns to its intrinsic value – ZERO”
Voltaire 1729

Doğru söze ne denir?

Geleceğin parasal sistemi nasıl olacak?

Alman Spiegel dergisi tarihçi (genelde söylediklerini beğendiğim) Niall Ferguson ile bir röportaj yapmış. Niall Ferguson röportajının başlığı "yeni bankalara ihtyacımız var" şeklinde atılmış.

Enteresan ifadeler var. Mesela;


SPIEGEL: It sounds as if much of the history of money revolves around funding warfare.
Ferguson: The demands of war did indeed play a major role...


  • Sizin de aklınıza Vietnam'dan sonra BW sisteminin tek taraflı iptali, şimdi de Irak ve Afganistan maliyetleri gelmedi mi?


Ferguson: It's hard to imagine a financial system that would never be threatened with collapse. That's mainly because of human nature. We often make false assumptions about the future. Our brains are not exactly on a par with 21st-century computers. We're better suited to hunting wild animals in the Serengeti. Our perception is extremely selective, and our attitudes change sporadically. One minute we're greedy, the next we're afraid.



SPIEGEL: What's going to happen to the financial system? How will it change?
Ferguson: As far as I understand it, financial history is essentially the result of natural selection. The crisis is a part of this evolutionary process, and natural selection within the market is its driving force. Changing conditions may cause complex systems to collapse. Just like the dinosaurs, the major financial institutions are now also having difficulties coping with a dramatic change in their environment.

Ancak , röportajda sağlam paraya (=altına) vurgunun yeterince sağlam yapılmaması bir altın sitesinde -doğal olarak- eleştirilmiş.


"Spiegel: What about the future of the global monetary system?

Ferguson: The fates of many of the world's economies are pegged to the development of the dollar at the present time. If the dollar loses value, which is highly likely, it will be particularly painful for countries like Japan and Germany, whose exports will become more expensive. So it should be in Germany's interest in particular that the monetary system is changed.SPIEGEL: What might such a new system look like?

Ferguson: Perhaps a little like the situation in the 19th century, when there were several reserve currencies: sterling, the US dollar, the German mark, and the French franc. As such, the dollar's dominance could well diminish
in favor of the euro, the Japanese yen, or the Chinese currency; the yuan.

The 19th century is also notable because most of the world was on a
gold standard, a point that, somehow, in Mr. Ferguson's view, was not germane to this part of the discussion.It's amazing how so many economists, journalists, finance-types, etc. just dismiss the notion of sound money out of hand and pretend as though, since the beginning of time, we've always had fiat money when, in fact, fiat money is the exception and not the rule."

Doğrusu aynı paragraftaki 19 uncu yüzyılda birddn fazla rezerv para
bulunduğu benzetmesinin tanımına benim de itirazım var. Zira 19 uncu
yüzyılda altın standardı uygulanırken "birden fazla rezerv para" yoktu,
bilakis tek para vardı, o da altın idi! Altın standardını
uygulayan ülkelerin paraların üzerinde farklı yazılar, farklı portreler bulunsa
da bulnlar farklı para birimi değil, aynı para biriminin (altının) farklı
ağırlıktaki kupürleri gibiydi! Zira bunların nispi değerleri imajlarına değil,
ağrılıklarına göre belirleniyordu! O nedenle, bu satırların yazarının da
savunduğu tek para kavramı ütopik değil, sadece eskiye (öze) dönüş
anlamını taşıyacaktır.



Hakim medyada söylenmeyen gerçekler

En önemli haberlerin mutlaka hakim medya tarafından bize aktarıldığına inanan hala var mı bilmiyorum. Ya da şöyle söylemeli: bütün ciddi konular medyanın bize aktardıklarından mı ibaret? İzlediğim bir blog sayfasında, hangi hikayeler bize söylenmiyor? başlığıyla gündeme getrilmeyen konulardan bir kaç tanesi sayılmış.

Mesela:

* "Çin işletmelere aşırı teşvikler uyguluyor ve Çinliler ihtiyaçları olmayan varlıkları satın alıyor. Bu da commodity fiyatlarında düzeltmeye neden olacak"

  • Bildiğim kadarıyla Çin bunu dolardan kaçışın bir yöntemi olarak uyguluyor. Eğer mukadder çöküş olursa, commodiy fiyatlarında deflasyon nedeniyle reel anlamda düzeltme olsa da doların çöküşünün yaratacağı enflasyon nedeniyle nominal anlamda pek olmayabilir, spekülasyon yine de çalışabilir. .Bkz. kötü ekonomide borsaların yükselmesi. sonuda çöküş olsa bu durum spekülasyon yapanın bu arada para kazanmasına engel değil! Çin için bu "para kazanma" kavramını "doların öçöküşü nedeniyle zarara uğramama" şeklinde tercüme etmek de mümkün.
  • Bu arada dikkat çekti mi bilmem, yazar deflasyon nedeniyle fiyatlar düşecek diyor, busatırlarınyazarı enflasyon nedeniyle nominal olmaz dedi. Rahmetli Nasreddin Hoca olsaydı, "sen de haklısın, sen de... diyerek ikisi birlikte neden olmasın deyip STAGFLASYONu hatırlatırdı!)

* Batı Avrupa bankaları, Doğu Avrupa ülkelerine euro üzerinden verdikleri krediler nedeniyle sıkıntıda. Şayet Euro yükselirse bu bankalardan çökenler olabilir.

* Çin ve Hindistan'da ciddi su sıkıntısı var.

* ABD Hükümetinin kurtardığı kurumlarının çoğunun hisselerinin fiyatları er geç sıfır (0) değerine gelecek. GM, Chrysler, AIG, hatta FannieMae ve FreddieMac. (GSE'ler için farklı bir görüş savunan da varmış)
  • Ben erken batacaklar listesine CITI'yı de eklerim!
* Mortgage için alınan tedbirler sadece pansuman kabilinden. Ana paranın bir kısmından vazgeçmedikten sonra mortgage sorunu çözülmez.

* ABD'nin dışarıdan borçlanmasının vadesi kısalıyor. Bu da sorunun bir göstergesi mi acaba?

* Ticari gayrimenkullerin cari fiyatlarını dikkate alıp bu borçları veren bankaların durumuna bakarsak, bazı bankaların hali hazırda batık olduğunu görürüz!

ABD Hazinesi raporu: "Ekonominin sorunları hala çok büyük"

Her ne kadar her daim (genetik) iyimserler bu günlerde "yaşasın kriz bitti, lay lay lom" havasına girse de, ABD Hazinesi onlar kadar iyimser değil! 14 Eyül'de yayımladıkları raporun başlığı "The Next Phase of Government Financial Stabilization and Rehabilitation Policies."

Raporda şunlar deniyor:

"...significant parts of the financial system remain impaired. Unanticipated events could intensify pressure on the financial system. In this context, it is prudent to maintain capacity to address unforeseen developments [i.e. life support] ..."

"...foreclosures continue to rise across all classes of mortgages, with prime mortgages now leading the way. The restructuring process for the commercial real estate market has only recently begun. The pace of bank failures has increased and it is expected to remain elevated for some time."

"During this difficult period of adjustment, the system could be sensitive to unanticipated market events. Further, in those markets where conditions have improved, it is unclear whether the improvements achieved to date will persist without a period of continued government support."

Dikkatinizi çekerim, bu cümleleri karamsar bir iktisatçı ya da short poziyondaki bi piyasacı söylemiyor, ABD Hazine Bakanlığı söylüyor!

16 Eylül 2009 Çarşamba

Dani Rodrik on Tobin Tax

İngiltere'nin SPK'sının başkanının gündeme getirdiği finansal işlemlere Tobin vergisi türünden bir vergi getirilmesi üzerine Dani Rodrik de yorum yapmış.

Rodrik: "hayatım boyunca ihtimal vermediğim bir olay Ağustos ayında oldu: Anglo-Amerikan finans imparatorluğunun piyasa düzenleyicileri Tobin Vergisini desteler hale geldiler!" diyerek başlamış yazısına.

Haklı. Şimdiye kadar bu "devekuşu" sistemin kaymağını yedikleri için hep liberallik türküsü söyleyenler BİLE Tobin Vergisini desteklemeye başlamışsa, durum ciddi demektir!

"Krizden sonra kapitalizm nasıl olacak?"

Bu seferki krizin herhangi bir kriz olmadığını, köklü değişiklikler getireceğini söyleyen yazı düşündürücü.

Capitalism After the Crisis
LUIGI ZINGALES




ABD'nin açıkları önemli mi?

ABD göstere göstere devasa açıklar verirken, bazıları, "Olsun. O ABD! Ona bişey olmaz abicim" diyor.

Duayenlerden Richard Posner blog sayfasında pek öyle düşünmüyor.

"Bu açıklar yüzünden doların değeri düşecek ve doların rezerv olarak kullanımı sona erecek uyarısı yapıyor."



Mahattir M: "Neden hala ticarette doları kullanıyoruz ki?"

Malezya'nın eski devlet başkanı Mahattir Muhammed, BM'nin tek para önerisini içeren raporu hakkındaki Bloomberg haberi üzerine kendi blog sayfasında yaptığı ve 11 başlık altında topladığı değerlendirmede özetle, "doları hala niye kullanıyoruz ki?" diye sorarak dolara yüklenmiş.

Mahattir Muhammed, 1997-98 Güneyoğu Asya krizi sırasında görevde olan ve kur saldırısını derinden yaşayan biri olarak daha önce de doların rezerv niteliğini sorgulayan açıklamalar yapmış ve tek dünya para birimini ilk destekleyen siyasetçilerden biri olmuştu.

Özetle şunu diyor: ABD dünyanın geri kalanı üzerine yüklediği borç üstünde oturuyor.
Dünyanın geri kalanı ticarette dolar kullanmasa ABD'de bu borçlanmayı yapamaz
.
Gayet basit! Ama insanların bu basit durumu anlaması zaman alıyor.

(Ref: Honest money)

"Açığa satışçılar krizin görünmeyen kahramanlarıdır"

SEC kriz nedeniyle açığa satışı yasaklamış. Doğru mu yapmış acaba? Bu karar kızanlar protesto ediyorlarmış. Bırakın yasaklamayı, shortçular kriz döneminin gizli kahramanlarıdır diyor! Gerekçelerini okuyunca hak vermemek elde değil. Mesela;

* Shortçular sayesinde kötü şirketler yanlış yolda devam edemiyorlar! hemen shortladıkları için kötü politika uygulayan şirketler bunu çaktırmadan devam ettiremiyor!

* Gaza gelip kötü piyasada fiyatların uçmasını, sonra da aynı hızda çökmesini engelleyerek piyasaya istikrar getiriyorlar.

Haksız mı?

Short Sellers: The Unsung Heroes of the Financial Crisis

By Dean Baker

"Parasal sistem çökecek"



benim bu blogda yazdıklarımı sert bulanlar bence sert görmek için şu videoyu izlemeli.

Ya da şurada yazılı özeti de var:

Tuesday, September 15. 2009
Posted by Karl Denninger in Macro Economics at 23:29

WARNING: Deflationary Collapse Dead Ahead





"Almanya DOLAR tahvili satacak"

Bloomberg'de 10 Eylülde geçen haberin başlığı şöyle: "Germany Plans First Sale of Dollar Bonds Since 2005"

"Allah Allah, Almanya'nın kendi parası (Euro) alternatif rezerv para olmasına rağmen, Almanya neden yabancı para ile borçlanarak döviz kuru riski alır ki?" diye düşünmez mi insan?

Neden acaba? dolardaki gidişatın yönünden hiç endişe etmediği için olabilir mi? Bugün borçlandığım doların vadesi gelidğinde ödeyeceğim dolar çok daha ucuz olacak diye düşünüyor olmasından daha mantıklı bir gerekçe geliyor mu akla?

Nitekim Elliottwave sitesinde de gerekçesinin öyle olduğunu düşünüyor. Ancak teknik analiz zamanlaması bakımından Almanya'nın zamanlama hatası yaptığını düşünüyor.

izleyelim bakalım, Almanya kendi parası yerine dolar üzerinden borçlanmakta haklı mı, haksız mı?

10 Eylül 2009 Perşembe

COIN-flation

Geçtiğimiz hafta, yükselen metal fiyatlarından hareketle, Amerikan madeni paralarının eritildiği takdirde ifade edeceği metal değerini hesaplamış, cent (1/100 dolar) ve nickel (5/100 dolar) için işlem detaylarını da ayrıntılı yazmıştım.

O gün hesaplamak zor geldiği için dime (10/100 dolar) quarter (25/100 dolar), yarım dolar ve madeni 1 dolar için hesaplama yapmamıştım. Bugün (altının 1000 doları aşması ve diğer metal fiyatlarının hala yükseliyor olmasının da uyandırdığı merakla) aklıma geldi, özel excel dosyası oluşturarak tüm Amerikan madeni paraları için metal değeri hesaplamalarını yapayım dedim. Ulaştığım sonuç: metal değeri en yüksek olanlar meğer ilk hesapladıklarımmış!

Ama daha da önemlisi, basit bir Google araştırmasıyla farkettim ki, meğer bu metal değeri hesaplamalarını günlük olarak yapan web sitesi bile varmış! Excel dosyası oluşturmak için harcadığım zamana acıdım ama aynı rakamları (kulağı tersten tutarak da olsa!) bizzat bulduğum için de sevindim! Demek ki formül hatası yapmamışım!

Amerikan madeni paralarının metal değerlerini günlük olarak takip eden web sitesinin adı da ilginç: "Coin-flation"! Yani madeni para enflasyonu. Coinflation kavramını tanımlayanlar da varmış!

Bugünkü metal fiyatlarına göre, 1 cent (1982 sonrası tarihli, %95 çinko) eritildiğinde değerinin yaklaşık yarısı (%51.37) kurtarılabiliyor. 5 cent eritildiğinde ise değerinin %92.64'ü kadar metal değeri var. Piyasalarda hava hızla tersine dönmezse, 5 centin değerinin nominal değerini aşması yakındır. ama Eğer elinizdeki 1 centin üzerindeki değeri 1982'den eskiyse (%95 bakır olduğu için) bugünkü değeri 2 cente yakın!

Yine aynı araştırmada farkettim ki, geçmişte 5 centin içindeki metallerin değeri 7.5 cente kadar çıkmış. Şubat 2007'de 5 centin içindeki metal, kendi değerinin yarısı kadar daha değerliymiş!

Nitekim 2006'da Amerikan hükümeti de madeni paraların eritilmesinin yasaklanması ve belli miktarın üstünde madeni paranın ülke dışına çıkarılmasının yasaklanması gibi bazı tedbirler almış! Yapılan düzenlemeye göre toplam değeri 5 doları aşan miktarda cent (max. 5oo adet) ve nickelin (max. 100 adet) ülke dışında çıkarılması yasaklanmış! Bu arada kağıt paraların dizaynının değiştirilmesi bile gündemdeymiş ama maliyetinin yüksekliği nedeniyle vazgeçilmiş. Bu durum o zaman da bazı blog yazarlarının (mesela şu ve şunun) dikkatini çekmiş) Yakın tarihlerde de farkedenler (1, 2) varmış!

Bence son fiyat hareketlerinden sonra kağıt paraya gerek yok (nasıl olsa intrinsicly worthless!) ama madeni paraların maden içeriği muhakkak değiştirilecektir. Nickel'in maden değeri 2006-2007'de %50 kadar üstüne çıktığı halde içeriğinin değiştirilmesinin düşünülmemiş olması o fiyat hareketlerinin kalıcı olmayacağına inanılmasıdır. Ancak bu seferki hareketler (artan FED bilançosu nedeniyl ekaçınılmaz hale gelen enflasyon nedeniyle) kalıcı olacağından, uzun süre sürüdürülmesi mümkün olmayacaktır.



Türev piyasaların çöküşü gümüşten mi olacak?

Malum, altın 1000 doları geçti, gümüş de 17 dolara gelmesine rağmen, altına nazaran değerinin hala düşük olduğuna ilişkin özellikle Asya kaynaklı ilgi nedeniyle nerede duracağı belli değil.

Bugün okuduğum bi makale, türev commodity piyasalarında bir çöküş olacaksa, buna en büyük adayın gümüş olduğunu söylüyordu. Yazıda, Çin'de baı şirketlerin hedge amaçlı afaki gümüş pozisyonlarına girdiği, bunun bi yerde patlayacağını ve bi kaç lede biriken afaki büyüklükteki short pozisyonlar nedeniyle default için en bariz adayın gümüş olduğu vurgulanıyordu.

Eğer yakın tarihlerde böyle bir default gerçekleşirse, acaba bu olay (yeşeren filizler gazıyla) artık neredeyse tümüyle unutulmaya başlanan türev batıkları sorununun çorap söküğü gibi gündeme gelmesine neden olan bir trigger olabilir mi?



9 Eylül 2009 Çarşamba

Körfez Para Biriminin ardında petrol olacak

Bugün bir tanıdığın blogunda rastladığım "Gulf dinar to be backed by gold hiding in oil" haberi "too good to belive" duygusu uyandırdı.

Bu satırların yazarı 2008'in Haziran ayında Dubai'de Körfez para biriminin tartışıldığı bir toplantıya katılmıştı. O toplantıda tartışılan konulardan biri, yaratılmaya çalışılan "Körfez para birimi"nin (adı da kondu: the Gulf) ne ile destekleneceği, neye endeksli olacağı sorusuydu.

O gün oradaki "batılı" konuşmacıların pazarlamaya çalıştığı hakim görüş, dolar, euro ve yen'e beli oranlarda peglenmesinin yeterli olacağı şeklindeydi. Oysa o ülkelerin paraları zaten bugün %100 oranında dolara endeksli. %100'ü %30'lara, %40'lara indirmek neyi değiştirecek ki? Kaldı ki doların oranı indirilerek eklenecek euro ve yen çok mu farklı? Al birini, vur ötekine!

Bu satırların yazarı o gün naçizane "yeni para birimi için en mantıklı pegin petrol fiyatları olacağı"nı savunmaya çalıştı. Ama sesi yüksek çıkanlar petrol fiyatlarının çok dalgalı olduğunu, o nedenle petrolün yeni paraya peg aracı olamayacağını savundular.

Oysa bugün petrol fiyatı DOLAR İLE ÖLÇÜLDÜĞÜ İÇİN dalgalıydı! şayet Körfez parası belli bir miktarda petrole eğitlenirse (diyelim "1 litre petrol = 1 Körfez Para birimi -the Gulf-" şeklinde sabitlenirse) petrolün fiyatı bu para cinsinden asla değişmezdi. Dolar cinsinden değişmesi de artık onları (ve petrollerini dolar yerine Köfrez parası ile alanları ilgilendirmezdi! O gün ikna edemediğimi düşünmüştüm. ama aradan geçen yaklaşık bir yıllık zamandan sonra Arapların kafası yatmış. Çok sevindim.

Keza bugün aldığım ikinci güzel haber, Körfez ülkelerinin gümrük birliği çalışmaları yapmasına ilişkin olan. İnşallah başarırlar.



Yuan'ın dış ticarette kullanılma potansiyeli


Kaynak: WSJ
Yukarıdaki grafik, Japonya'nın dış ticaretinde kendi parasını kullanma oranını gösteriyor. Yani Japonya ihracatının yaklaşık %40'ını kendi parasıyla yapıyor, keza ithalatının da %20'den fazlasını yen ile yapabiliyormuş.

WSJ'de rastladığım bi makale, Çin'in de ticaret ve yatırımda doların roluünü azaltmak için Japon'ların izinden gittiğini vurguluyordu.

Meğersem Hong Kong Para otoritesi bünyesindeki araştırmacılar Yuan'ın dış ticarette kullanım potansiyelini araştıran bir paperı yakın tarihte yayınlamışlar. Çalışmada, kısa vadede Çin'in ihracatının yaklaşık üçte birinin yuan ile yapılabileceği sonucuna varılmış. Düşük bir oran değil!

Ayrıca Çin'de şimdiden 400 firma dış ticaretlerini yuan üzerinden yapıyormuş.

Nitekim BW'deki şu haber, 2012'ye kadar yuan dünyada en yaygın kullanılan üçüncü para birimi olacak diyor! Dikkatinizi çekerim, 2009'un sonu itibariyle yuan henüz konvertible bile değil. Üç yıl içinde yuan bugünkü Japon yeni'ni geçerek üçüncü olacak deniyor!

BW haberindeki şu cümle dikkat çekici:
"It’s all part of China’s aim to make the yuan eventually freely convertible, and one day, a major global currency along with the dollar, euro and yen."

Yine dikkatinizi çekerim, henüz sadece 80 sene öncesine kadar global rezerv para birimi olan İngiliz Sterlininin ise artık esamesi okunmuyor!

Sadece geçmiş verilere (ve kendi öyargılarına) bakarak doların dünya ticaretindeki payının %60'larda olmasına güvenenlere duyurulur! Bir kaç seneye kalmadan o rakamın nerelere düştüğünü göreceğiz beraber.


UN uluslarüstü bir para birimi önerdi - video



Aşağıda haberini verdiğim UNCTAD raporundaki yeni bir rezerv para birimi yaratılması önerisini haber yapan TV görüntüsü. Tabi ki -henüz- Amerika'dan değil, Rusyadan. Haberde geçen "ilk kez bu kadar üst düzey bir kuruluştan uluslarüstü para önerisi geliyor" kısmı önemli.




Dolar hayatta kalabilecek mi? -video



yaklaık 10 dakikalık bu videoda doların neden yaşayamasının zor olduğu anlatılıyor.



Çin, Hong Kong'ta "Panda Bonds" ihraç edecek

Kaynak: EastAsiaForum

Business Week Asia'da rastladığım habere göre Çin, 28 Eylül'de Hong Kong'da 880 milyon USD büyüklüğünde Çin Yuan'ı üzerinden borç senedi ihraç edecekmiş. Doların uluslararası ticarette vazgeçilmez olduğunu düşüncesine yeni bir darbe.

Bilindiği üzere şimdiye kadarki paradigmada dolar temel (default) para olduğu için, dolar dışındaki para birimleri üzerinden ihraç edilen borç senetlerine ihraç eden ülkenin kültürünü hatırlatan isimler verilirdi. Örneğin euro üzerinden ihraçlar Eurobond, Japon yeni üzerinden ihraçlar Samurai bond gibi isimlerle anılırdı. Bunun gibi, Çin Yuan'ı üzerinden yapılacak ihraçlar da Panda bond diye adlandırılıyor.

Panda bonds kavramı Wikipedia'ye girmiş bile şimdiden. Oradan duyduğuma göre ilk Panda Bond ihracı da 2005'de yapılmış. Ancak gerek Çin parasının konvertibl olmaması gerekse şimdiye kadar çin'in dolarla fazal sorunu olmaması nedeniyle bu konuya ağırlık verilmemişti. Anlaşılan bundan sonra artık kendi parasını görmekistiyor her yerde (ya da, dolardan "gına geldiği için", daha fazla dolar görmek istemiyor artık!)

Çin'in dolar riskinden kurtulmasında Panda bonds'un yardımcı olacağını söyleyen yazılar daha geçen yıl çıkmaya başlamış. Her şey çok hızlı gelişiyor. Hayırlısı olsun bakalım!





“Beijing Put”

"Greenspan put" kavramı finans literatürüne çoktan yerleşmişti.

Hatta Bernanke'den sonra "Bernenke put" da kullanılmaya başlanmıştı.

Bugün bi makalede “Beijing Put” kavramına rastladım. Sırtındaki dolar yükünden kurtulmak isteyen Çin'in, fısrat buldukça (fiyat biraz düştükçe) elindeki dolarları satıp altın alması anlamında kullanılmış. Hoş.

Ben yeni farkettim ama Google'da arayınca bugün itibarıyle 6620 kez geçtiğini farkettim.

Muhtemelen bu kavramı önümüzdeki dönemde çok daha sık duyacağız.

"ABD doları "Disney Doları"na döndü. yeni para lazım"

Disneyland eğlence merkezlerini çok kişi bilir. Disneyland'daki oyun alanlarında kullanmak üzere basılmış, üzerinde Mickey Mouse ve arkadaşlarının renkli resimleri bulunan yukarıdaki gibi eğlence paraları vardır. Disney doları da aynen birçok Arap ülkesinin ve Çin'in para birimi gibi Amerikan dolarına "peg"lenmiştir. Disneyland'a girerken Amerikan doları verip üzerinde aynı rakam bulunan başka bir kağıt Disney Doları alırsınız ve oradaki harcamalarınızı bu dolarlarla yaparsınız. Disney dolarının üzerinde (aynen dolar gibi diğer itibari paralarda olduğu gibi) yetkili kişinin imzası vardır. Disneydeki yetkili imza da Scrooge McDuck şeklinde. Bu paralar her yıl yenilenir. O nedenle koleksiyoncuları vardır. Disney dolarları hakkında internette ayrıntılı bilgiler veren web siteleri de vardır. Hatta İnternetten de o paraları satın alma imkanı vardır. Genelde Disney dolarlarının yenileri "nominal değeri" üzerinden satılsa da eski ve nadir olanlarının değeri ABD dolarının çok üzerine çıkabilmektedir.

Bu arada dikkatinizi çekerim, Disney dolarının nominalden satılması bile, Disney'e çok ciddi emisyon primi sağlamaktadır. Zira bütün güvenlik ve fiigran önemlerinin maliyetine rağmen FED'in dolar basım maliyetinin 7 cent'in altında olduğu düşünülürse, o kadar güvenlik unsuru içermeyen Disney Dolarlarının baskı maliyetinin çok daha ucuz olduğu aşikardır. Üzerindeki rakam ile baskı maliyeti arasındaki ciddi fark da Disney'in karıdır!
Bu kadar açıklamadan sonra konuya dönersek, Dollar Is Funny Money in Push for World Currency başlıklı bir Bloomberg haberi, bütün bunları yazmama neden oldu. Yazıda:

"... The U.S. dollar is rapidly transforming into a Mickey Mouse currency. This has led to a rising call for the creation of an alternative to the dollar in the form of a new world currency. It would be an enormous mistake to discount these calls as a sideshow. The odds of a world currency emerging have never been
higher."

These calls are worth paying attention to for a number of reasons. The arguments for a world currency are much better than you might think. An alternative to the dollar clearly has a promising market that can develop even if it is opposed by the U.S. And the idea of a world currency is most attractive to those who devoutly believe in multilateral institutions and the Canon of Lord Keynes -- beliefs that are hardly in short supply in Barack Obama’s White House.

Yazıda, Buffer currency ve IMF currency alternatifleri de değerlendirilmiş:

"IMF Currency
The IMF issues something known as Special Drawing Rights. These are analogous to a currency and were originally intended to replace gold as an international unit of account. The SDR market, limited until now, could easily be expanded, especially if a number of countries band together and announce that they would hold a large fraction of their reserves in the IMF currency.

If such a move were to gather steam, Keynesians would have yet another reason to celebrate the resurgence of their ideas. When the Bretton Woods system was set up, tying world currencies to the dollar, John Maynard Keynes proposed that the world establish an international currency unit that he called the bancor. A key attraction of the bancor was that it was to relax the pressure on distressed countries to run budget surpluses during recessions in order to
ease the fears of antsy investors.

Keynesian White House
Pressures for such policies persist to this day and likely have a number of sympathetic ears in the Obama White House. Paul Volcker has expressed support for the idea and can’t possibly be alone in that view. This is, after all, the administration that put all of its cards on the largest Keynesian stimulus package in U.S. history. Such devout faith in Keynes seems incompatible with vehement opposition to adopting the bancor.

Given these forces, it seems likely that a world currency will emerge sooner rather than later. Here’s how it might happen:

Countries such as China and Russia will seek to expand the market for the world currency, perhaps by divorcing themselves from the dollar and investing heavily in bancors. After the developing world follows suit, nations will begin to peg their currencies to the bancor. Eventually, even the U.S. may well join in.

If that comes to pass, our currency transactions will be analogous to what happens today at Disney World. Only this time, the U.S. dollar will truly be the funny money."

Olay budur!







ABD'de "çukur açtırıp çukur kapattırma" kampanyası

Kaynak: Paper economy

Yakın zamana kadar Keynes'i adam yerine koymayanalar, "piyasanın görünmez elini" her fırsatta öpmeye çalışanlar bugünlerde Amerika'da U dönüşü yapmışlar.
Mart ayında Amerikan Kongresinden geçen yasa uyarınca son aylarda ABD'nin bütün eyaletler arası yollarında inşaat furyası başlamış ve neredeyse adımbaşı yukarıdaki türden kocaman tabelalar asılmış otoban kenarlarına. Bu tabelalar esasen "ocağına düştük, kurtar bizi Keynes baba" anlamına geliyor. Ne demişti keynes 1929 Buhranı tecrübesiyle? "Ekonomik kriz dönemlerinde devlet devreye girmeli, gerekirse bir grup insana çukur kazdırıp, diğer gruba da çukuru kapattırarak para transferi yapmalı ve bu kişilerin harcama yapmasını sağlamalı." ABD'nin bugünlerde yapmaya çalıştığı da tam olarak bu. "Boşu boşuna çukur kazdırmaktansa hiç olmazsa eskiyen ana yolları asfaltlayalım, köprüleri tamir edelim. Bu şekilde Keynesin dediklerini uygulayalım bakalım. İnşallah bu bizi krizden çıkarır" diye ümit ediyorlar.
Esasen bizde de bi kaç ay önce gündeme geldi, kamunun Türkiye genelinde 500.000 kişiyi geçici işe alması, devlet binaları ve okulların boya badanalarının yenilenmesi fikri. Ama sanırım hem sosyal güvenlik sistemimiz ona da izin vermedi, hem de kriz o kadar derin değil düşüncesiyle vazgeçildi.
Neyse, sadede gelelim. Bu yol inşaatları ABD'yi krizden kurtarır mı?
Nasıl finans ediliyor bu yol inşaatları? Kamu tasarrufuyla mı yoksa ABD'nişn gelecek jenersayonlarının parasını bugünden harcayarak mı? Bu yollar ya Çin'den borç alınarak, ya da karşılıksız dolar basılarak finanse ediliyor. Kısa vadede bazıları için yapay gelirler ve (biraz daha) yapay tüketim imklanları yaratsa da, bu finansman şeklinin uzun vadeli etkileri daha mı hafif?
Bu krizde ABD'de kimler işsiz kaldı? NY'daki beyaz yakalılar. Peki bu yol inşaatında kimler çalışıyor? Ohio ya da Teksas'lı redneckler. Ayda 5-10 bin dolarlık hayat standardını birden kaybedenler için gördüğünden geriye düşme sendromu baki iken, bi kaç bin düşük kaliteli işçinin istihdamı ve Arap petrolü kullanılarak yolların yenilenmesi ne kadar işe yarayacak, göreceğiz.




Stiglitz: "Dolar rezerv para olma rolünü yitirecek"

Stiglitz geçen hafta Washington Post'ta çıkan makalesinde, Amerikan dolarının dünyanın rezerv para birimi olma rolünü yitireceğini söylemiş.

"...Our budget deficit, as well as the Federal Reserve's ballooning lending
programs and other financial obligations, will accelerate a process already well
underway -- a changing role for the U.S. dollar in the global economy.

The domino effect is straightforward: Higher deficits spark market concerns
over future inflation; concerns of inflation contribute to a weaker dollar; and
both come together to undermine the greenback's role as a reliable store of
value around the world..."


Bu kadar basit işte. Bu durumu herkes niye göremiyor ki? İzleyen paragraflarda güzel cümleler var. Mesela "bugünlerde dolar tutmak, getirisi olmayan bir risk almak diyor Stiglitz.

"In addition, international markets understand that the United States may face
strong incentives to reduce the real value of its debts through inflation, which
makes each dollar owed worth less. If market players are worried about inflation
(or even if they are worried that others might be worried) that is bad news for
the dollar. Holding dollars today represents risk without reward: The returns to
U.S. Treasury bills are near zero, and even those most confident in the Federal
Reserve must acknowledge the chance that things will not go smoothly."

Devamında da, hoşunuza gitsin ya da gitmesin, bu çöküşün ardından yeni ve daha istikrarlı bir global rezerv sistemi ortaya çıkacak diyor. Bundan ABD dahil bütün dünya yarar sağlayacak diyor.

"Like it or not, out of the ashes of this debacle a new and more stable global reserve system is likely to emerge, and for the world as a whole, as well as for the United States, this would be a good thing. It would lead to a more stable worldwide financial system and stronger global economic growth. The
current system entails developing countries putting aside hundreds of billions of dollars a year -- only weakening global demand and contributing to our economic difficulties. Also, there is something a little unseemly about poor countries lending the United States trillions of dollars, now at an interest rate of close to zero."

Yeni sistemin kurulma çalışmaları halihazırda başladı diyor Stiglitz. Kendisi de bu çalışmaların göbeğinde netekim.

"Discussions on the design of the new system are already underway. The United Nations' Commission of Experts on Reforms of the International Monetary and Financial System -- a body I chaired and which included economists, former and
current government officials, financial sector participants, central bankers, and business leaders from Asia, Europe, the United States, Africa, and Latin America -- has argued that a new global reserve currency system may be the most important reform to ensure the long-term health of the world's economy; it also suggested how to design an orderly transition from the dollar-based system.

In its interim report in June, the commission described a number of alternatives. Some involve building on the International Monetary Fund's "special drawing rights," or SDRs -- a kind of "IMF money" -- but making the issuance of this global reserve money annual and more predictable. (Currently, issuances of SDRs are small and episodic.) Other proposed reforms are more complex and ambitious, such as issuing new global reserves in ways and amounts that could be used to stabilize the world's economy or to invest in "global public goods," such as helping developing nations reduce greenhouse gas emissions.

The United States has resisted these changes, but they will come regardless, and it's better for us to participate in the construction of a new system than have it happen without us. The United States has seen great advantages with the dollar as the world's reserve currency of choice, particularly the ability to borrow at low interest rates seemingly without limit. But we haven't seen the costs as clearly: the inevitable trade deficits, the instability, the weaker global economy. The benefits to us are likely to shrink, and rapidly so, as countries shift their holdings away from the dollar.

It is happening already, and the process is likely to accelerate. Chinese authorities, for example, have openly expressed concerns about the value of the country's vast dollar reserves. Not surprisingly, China and other nations holding lots of U.S. debt support efforts to build a new system.

America should show leadership in helping shape this new structure and managing the transition, rather than burying its head in the sand. We may have preferred to keep the old system, in which the dollar reigned supreme, but that's no longer an option."

Biraz uzun ama tamamını aldım yazının son kısmının. Koyu ifadeler bana ait. Yazı nasıl bitiyor? "eski sistemin devamını tercih edebilirdik. Ama artık bu bir alternatif değil"

Hala dolara imana devam edenlere İngilizce ifade etkili olur belki diye ümit ederek!




8 Eylül 2009 Salı

Stiglitz yine TEK PARA lazım demiş

Nobeli iktisatçı Stiglitz'in geçen hafta NY'da gazetecilere yaptığı açıklamalar daha çok "ABD'de son günlerdeki iyileşmenin sürdürülebilir olmadığı" ve W hareketinin hala en muhtemel istikamet olduğunu söylediği kısmıyla medyada yer buldu. Oysa aynı röportajında Stiglitz doların akıbetine ilişkin de önemli açıklamalar yapmış.

Bloomberg'deki habere göre Stiglitz şunları da söylemiş:

The Fed’s record on its economic forecasts isn’t enough to reassure investors
and, as a result, the U.S. currency may suffer, he said.


Dollar ‘Weakness’
“Whether or not they’re able to do it, the uncertainty today about whether they can do it can contribute to the weakness of the dollar,” Stiglitz said. “That’s one of the reasons there is increasing interest around the world in discussing alternatives to the dollar system.”

Stiglitz, who is a member of a United Nations commission that will study the global financial system and currency regimes, said “the logic is compelling” for a new global currency.

The current system creates instability, weakens global confidence, and is fundamentally unfair to developing countries that are in essence lending the U.S. trillions of dollars and bearing the risk, he said.

“In most quarters, there is a feeling we should move away from the dollar system. The question is do we do it in an orderly way, or a chaotic way,” Stiglitz said. “The size of the deficit and the size of the balance sheet of the Fed have just increased the anxiety and the desire that something be done.”

While some think it would hurt the U.S. to no longer be able to borrow cheaply in dollars, “that era is over,” he said. “We’re moving to a more multi-polar world.”
Between the fall of the Berlin Wall and the collapse of Lehman Brothers was “the short period of American triumphalism, where we dominated the global scene. That period is over,” Stiglitz said.

Amerikan hegemonyasını dönemlendirmesi enteresan geldi. Sadece Berlin duvarının yıkılması ile Lehman'ın batışı arasındaki dönemi almış. Bitiş tarihi OK ama bence başlangıç tarihi olarak Bretton Woods alınmalı. Herhalde "ABD'nin köpeksiz köyde değneksiz dolaşabildiği dönem anlamında kullanmış. Ama her şeye rağmen dolara hala iman edenlerin bolluğu dikkate alındığında o dönemin Lehman'la bittiğini söylemek de zor!




IMF Paper: "Para birlikleri faydalıdır, ticareti artırır"

Yakın tarihte IMF bünyesinde yayınlanan "One Money, One Market - A Revised Benchmark" başlıklı (Eicher, Theo S. Henn, Christian) bir paper, euro tecrübesinden hareketle para birlikleri oluşturulmasının yararlı olduğunu, tek para olduğunda piyasalardaki bölünmüşlüğün de orratan kalktığını ve ticaretin arttığını gösteriyor. Farklı dönemleri inceleyen başka paperlarda para birliğinin oluşturulması halinde ticarette %90'a varan artışların hesaplandığı belirtilen paperda, kendi inceledikleri veriler itibariyle &45 artış hesaplamışlar. Neredeyse yarı yarıya artış.
Tek paranın effcieny faydalarının dikkate alınması bakımından yararlı bi eser!



LA Times: "altın almak, dolar satmanın zımni yolu" (altın 1000 doları geçti)



Dün altın 1000 doları geçti. Altının son 18 aydaki üçüncü denemesiymiş 1000 doları geçmek için.

LA Times altının 1000 doları geçmesine ilişkin haberinde,


"Some analysts say gold may be benefiting not just from concern about the
dollar's outlook but also from investor jitters about the future value of all
paper currencies."



cümlesini başlığın hemen altında özet olarak kullanmış! Aşağıdaki ifadeler de önemli değil mi?



"So, why a big gold rally now, after the metal's price has mostly treaded
water since mid-August?


Matt Zeman, a metals trader at LaSalle Futures Group in Chicago, says one story making the rounds is that gold buyers are expecting a big downdraft in the dollar soon, which conceivably could happen if faith in an economic recovery evaporates.


"There are a lot of big bets being made on the dollar getting weaker," Zeman said. Gold is the dollar's archrival, competing
against the greenback as a store of value."

Fakat en çok hoşuma giden cümle şu:

""It could be less about the dollar than that investors are fed up with all currencies," said Alan Ruskin, foreign-exchange strategist at RBS Securities in Stamford, Conn."


Eğer tüm (fiat, kağıt) paralardan bıkmışlarsa kolayı var, bütün değişik renkli kağıt parçalarını bırakıp tek paraya geçmek!



Flaş! UNCTAD: "Yeni bir Rezerv Para Birimine ihtiyaç var"



UNCTAD (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı) dün yayınladığı " TRADE AND DEVELOPMENT REPORT, 2009" başlıklı 218 sayfalık raporu önemli bilgiler içeriyor.

Bir kere Raporun daha başlarında "kriz önceden tahmin edilebilirdi" diye başlık atılması önemli.

Ancak benim için daha önemli tarafı, UNCTAD raporunda, yeni bir rezerv para birimine ihtiyaç olduğunun açıkça vurgulanması. Doların spekülasyon için bir "güven oyunu"na döndüğünü belirtilmiş. Nitekim konuya ilişkin Bloomberg'deki haberin başlığı da "UN Says New Currency Is Needed to Fix Broken ‘Confidence Game’ " şeklinde çıkmış. Bloomber haberinde raporu yazanlardan birinin ağzından nakledilen aşağıdaki ifadeler önemli:


“There’s a much better chance of achieving a stable pattern of exchange rates in a multilaterally-agreed framework for exchange-rate management,” Heiner Flassbeck, co-author of the report and a UNCTAD director, said in an interview from Geneva. “An initiative equivalent to Bretton Woods or the European Monetary System is needed.”

Washington's blog da bu vesileyle SDR'ların global rezerv para birimi olarak kullanımı önerisini hatırlatıyor.

Her şey çok hızlı gelişiyor. Yoksa Single Global Currency Association'uın öngördüğü 2024 yılına kalmayacak mı Tek Para'nın uygulamaya geçmesi?







7 Eylül 2009 Pazartesi

ABD'de devlet yardımıyla geçinenlerin sayısı



Yukarıda resmi verilen kuponlar, ABD'de karnını doyuramayacak kadar fakir olanlara hükümetin yaptığı yemek yardımı için kullanılan kuponlar. Foods stamps diye adlandırılan bu kuponlar, ABD'de ekonomik olarak "en dipte" bulunan insanların sayısını göstermesi bakımından anlamlı. ABD hükümeti bu kuponlar vasıtasıyla ayda ortalama 100-130 dolar arasında ödeme yaparak, en fakir kesimin açlıktan ölmesini engellemeye çalışıyor. Orada sosyal dayanışma bizim kültürümüzdeki gibi olmadığı için, bu parayı alamayan kesimin seçeneği ya hırsızlık gibi kriminal yöntemlerle para bulmak ya da ölmek!

Neyse, ABD'de bu işleri takip eden Tarım Bakanlığı, Ağustos 2009'a ilişkin son foods stamps istatistiklerini açıklamış. Tablo çok çarpıcı.

Örneğin;

* ABD'de 35 milyon kişinin (toplam nüfusun yaklaşık %12'sinin) bu yardımlarla karnını doyurabildiğini,

* Yardım alan kişi saysının 2009'un ocak ayında 31 milyon kişi iken sadece 8 ayda 4 milyon kişi daha eklenerek sayının 35 milyon kişiyi geçtiğini,

* Kişi başına yağpılan yardım tutarı Ocak 2009'da 119 dolar iken Ağustos ayında 133 dolara çıktığını (gıda enflasyonu?),

bu tablodan görebiliyoruz. Aşağıdaki grafik ise daha çapıcı.



Grafik, "dünyanın hakimi" ABD'de karnını doyurmak için hükümetin vereceği 100 küsur dolara ihtiyacı olan ABD vatandaşlarının sayısındaki artışı gayet çarpıcı bi şekilde gösteriyor. Artan işsizlikle beraber gıda yardımına ihtiyaç duyan kişi sayısı dramatik bir şekilde artıyor. Geçen yılın aynı ayına göre artış oranı %61.22'ye ulaşmış. Bu kuponlarla dağıtılan para miktarı ise aylık 4,675,586,160 dolarmış! Yani bu kuponların hükümete yıllık maliyet 2009 için 50 milyar dolar civarında gerçekeleşecek gibi. Oysa daha iki yıl önce 30 milyar civarında imiş bu maliyet! Mevcut trend devam ederse bu kuponlara muhtaç kalan insan sayısının da devlete maliyetinin de çok daha artması kaçınılmaz görünüyor.
*****
Başka bir makalede rastladığım aşağıdaki grafik ise, İngiltere ve ABD'nin toplam global varlıklar içindeki paylarının (emperyalist hegemonyalarının) zaman içindeki gelişimini gösteriyor.
Ondokuzuncu yüzyıl ortalarında neredeyse dünyanın tek başına sahibi konumunda olan, Yirminci yüzylın ilk çeyreğine kadar da bu bariz hakimiyeti devam eden İngiltere'nin nasıl irtifa kaybettiği grafikte açık. (Nitekim, bi zamanların "üzerinde güneş batmayan imparatorluğu", Dünya Ekonomik Forumu'nun son açıkladığı The Global Competitiveness Report 2009-2010 'a göre 13'üncü sıraya düşmüş.)
Birinci Dünya Savaşından sonra tökezleyen İngiltere'nin bıraktığı boşluğu 1913'de kurulan FED'in sağladığı dolar hakimiyeti ile dolduran ABD'nin de 1970'lere kadar ağırlığı artmış. Ama ondan sonra (Vietnam maliyeti ve Bretton Woods'un çöpe atılması sonucu USD'nin kelimenin tam anlamıyla itibari para haline gelmesi ile)ABD'nin payında da sürekli bir düşüş var. Mevcut kriz de şüphesiz bu grafiği etkileyecektir. Ancak grafikteki o etkiyi "Irak-Afganistan etkisi" diye tanımlamak daha doğru olacaktır.
Grafikte dikkat çeken bir husus, mevcut durum itibarıyla ABD ile İngiltere'nin global varlıkları arasında önemli bir oransal fark kalmamış olmasına rağmen, algılamalarda ABD'nin İngiltere'ye fersah fersah önde gitmesidir.
Bir kaç yıl sonra aynı grafiğe Çin'in payını gösteren bir çizgi eklenerek yeniden çizenler eminim çıkacaktır.


Bütün bunları niye yazdım? Şu an kriz konusunda en büyük sorun algılamalarla gerçekler arasındaki boşluk. Dünyada güç dengeleri hızla değişiyor. Ancak bunun farkında olanların sayısı malesef fazla değil. Daha kötüsü, mikrofon gerçekleri görmeyenlerin, ya da söylemeyenlerin elinde. Hala "ABD'ye ve dolara bişey olmaz abicim" diyenlerin sesi çok yüksek çıkabiliyor. Rakamlara bakınca, bunun tamamen bir algılama hatası olduğu anlaşılıyor. Elbette zaman bütün boşlukları dolduracaktır!

3 Eylül 2009 Perşembe

Hong Kong altın rezervlerini Londra'dan çekip ülkesine getiriyormuş

MarketWatch'daki habere göre, Hong Kong şimdiye kadar Londra'da tuttuğu altın rezervlerini ülkesinde havaalanında inşa ettiği yeni güvenli kasaya getiriyormuş.

"Ne var ki bunda? Adamların daha önce güvenli bir kasası yokmuş, şimdi yapmışlar, altınlarını da oraya koyacaklar" denilip geçiştirilebilecek bi haber mi bu? Şimdiye kadar olduğu gibi yine küçük MB'ları rezervlerini dünyanın başlıca finansal merkezlerinde (NY, Londra, Zurih) tutmaya niye devam etmiyorlar?

Aynı haberde yer alan bir piyasa profesyonelinin yorumu şöyle:

Martin Hennecke, a financial advisor with the Hong Kong-based Tyche Group Ltd., said that could be appealing to regional central banks unnerved after watching the global financial system teeter on verge of implosion last year.

"Central banks are increasingly aware of the importance of having gold reserves at time of financial crisis and having it easily available at their own disposal," he said.


Gerekçe sadece kriz mi? Yoksa yavaş yavaş doğuya kayış hareketleri mi?

1 Eylül 2009 Salı

Asya Para Birimi doğuyor mu?

Körfez İşbirliği Teşkilatı (GCC) üyelerinin Dışişleri Bakanları 1 Eylül 2009'da Cidde'de toplanıyormuş ve bir sitede bu tarih "Asya Birleşik Para biriminin doğum tarihi" olarak belirtilmiş.

GCC ülkelerinin "the Gulf" (Körfez) adıyla bir ortak para birimi çalışmaları içinde olduğunu yıllardır biliyoruz. Ancak Arapların tipik küçük hesapları yüzünden bu önemli gelişme hep gecikiyordu. Bugünkü toplantı belki gerçekten bu gecikmelere bir son verir. Zira daha geçen yıl GCC ortak para birimine geçiş için 2010 yılı belirlenmişti.

Haberde entersan bir nokta da, bu gelişmenin Körfez Parasının Asean bünyesinde Çin Yuan'ı ile birleştirilmesi için bir fırsat oluşturacağının belirtilmesi ki, şayet o sağlanabilirse global finansal piyasaların çivisi gerçekten çıkmış olur. Hayırlısı olsun bakalım.


Çin gümüş külçe yatırımını teşvik ediyor!


http://www.youtube.com/watch?v=PqFpl31UwPI&feature=player_embedded



Çin'in TRT'sinde yayınlanan yukarıdaki TV haberinde, yarım, 1, 2 ve 5 kiloluk külçeler halinde halka gümüş satışına başlandığı bildiriliyor!

Haberi duyuran spiker, mevcut altın-gümüş paritesinin 1:70 olması nedeniyle "gümüşün ucuz olduğunu" da vurguluyor!

(Teşekkürler prudentinvestor)



Skildesky on Economists...

"Adamım" Skidelsky geçen haftasonu FT'ye konuşmuş. Gene provakif cümleler kurmuş.

Benim favorim şu:

"On over-thinking things
“I am not a calculating person. That is why I like Keynes, who said, ‘If the barometer is high and the clouds are black, don’t waste time on a debate on whether to take an umbrella.’”
"

Yani Türkçesi şu:

"Balonlar teker teker patlarken, borçlar atmosferi delmişken, hatta madeni paraların değeri içindeki metal değerinin altına inme yolundayken... dolara bi şey olmaz abicim demek aymazlıktır"

Yatırımcılar Fannie-Freddie'nin kağıtlarını almıyor ama Hazine kağıdı alıyor!

Kaynak: CFR
Yukarıdaki tablo, ABD DİBS'lerine ve kamunun sahip olduğu ve finansal olarak desteklediği FannieMae, FreddieMac gibi kuruluşların borçlanma senetlerine olan talebin zaman içinde değişimini gösteriyor.
Açıkça görüldüğü üzere, dış dünya ve hanehalkı Fannie-Freddie türü kuruluşların kağıtlarını almıyor ama Amerikan Hazine kağıdı alıyor! Yani ABD hükümeti Fannie-Freddie'ye "aslanlar gibi arkasındayım" dese de halk ve yabancılar artık pek güvenmiyorlar. Ama Hazineye nasıl güveniyorlar? Bankalar ayrı telden çalıyorlar, mutlaka rasyonel gerekçeleri vardır.
Merakım şu: zamanla bu çizgi nasıl gelişecek? Fannie-Freddie'ye olan talep mi artacak? Yoksa Hazine kağıtlarına olan talep de mi düşecek?


Clicky Web Analytics Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-Noncommercial-Share Alike 3.0 United States License.